Yaşlanmayla beraber vücutta çeşitli değişimler meydana gelir. Cilt elastikiyetinin azalması, serbest radikaller olarak bilinen reaktif moleküllerin hücresel hasar oluşturması ve kromozom yapılarında meydana gelen değişimler beraberinde yaşlanma belirtilerini getirir. Yaşam şekli, çevresel ve genetik faktörler bu belirtilerin şiddetini ve kişinin yaşlanma belirtileri göstermeye başladığı yaşı değiştirebilir.
Sağlıklı beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, sigara veya alkol kullanımından kaçınmak yaşla beraber görülebilecek olan şikayetleri azaltabilir. Sağlıklı beslenmeye ek olarak, yaşlanma karşıtı vitaminler açısından zengin bir beslenme planı uygulanması veya gerekli durumlarda takviye alınması da anti-aging etki yaratabilir.
Yaşlanma Karşıtı Vitaminler Nelerdir?
Vitaminler, mineraller, karotenoidler ve diğer bileşenler, vücutta rol aldığı fizyolojik reaksiyonlar sayesinde vücutta antienflamatuar ve antioksidan etki yaratabilirler. Bu etkiler, hücrelerin oksidatif hasardan korunmasına ve vücutta gelişen inflamasyonun düzenlenmesine yardımcı olarak yaşlanma belirtilerini azaltabilir. Yapılan çalışmalarla etkinliği kanıtlanmış, yaşlanma karşıtı vitaminler, mineraller ve çeşitli bileşenler aşağıdaki şekilde sıralanabilir:
• C vitamini: C vitamini vücuda gıda veya takviye yoluyla alınabilen, güçlü bir antioksidandır. Bağışıklık sisteminin etkili bir şekilde çalışmasını destekleyerek vücuttaki inflamasyonun düzenlenmesini, antioksidan etkisi sayesinde ise hücrelerin serbest radikallerden korunmasını sağlar. Yaşa bağlı gelişebilecek zihinsel problemlerin azalmasında, cilt sağlığının korunmasında etkili olabilir. C vitamini kolajen üretimini teşvik ederek, cilt kırışıklıklarının oluşmasını da önleyebilir.
• E vitamini: Yapılan çalışmalar yaşlanmayla beraber vücudun daha fazla E vitaminine ihtiyaç duyduğunu gösterir. E vitamini vücuttaki inflamasyonun düzenlenmesini sağlayarak yaşlanma belirtilerini azaltabilir. Buna ek olarak, E vitamininin hücre zar yapısını koruduğunu gösteren çalışmalar bulunur.
• Kolajen: Kolajen insan vücudunda üretilebilen ancak yaşlanmayla beraber üretim miktarı azalan bir protein yapısıdır. Kolajen üretiminin azalmasıyla beraber cilt kırışıklıklarında ve eklem hastalıklarında artış görülebilir. Günümüzde kolajen takviyeleri sayesinde günlük ihtiyaç duyulan kolajen alımı sağlanabilir. Bu sayede vücudun ihtiyaç duyduğu kolajen seviyeleri korunabilir ve yaşlanma belirtileri önlenebilir.
• Selenyum: Mineral çeşitlerinden biri olan selenyum, cilt sağlığını ve bütünlüğünü korumada etkilidir. Doku elastikiyetinin korunmasını ve oksidasyon nedeniyle oluşan doku hasarının önlenmesini sağlayarak cildi yaşlanmaya karşı koruyabilir. Gösterdiği bu etkiler ve antioksidan özelliği sayesinde başta cilt kanseri olmak üzere vücudu çeşitli kanserlere karşı koruyabilir.
• Koenzim Q10: Vücut tarafından üretilebilen bir antioksidan olan koenzim Q10, vücudun oksidatif hasara karşı korunmasını sağlar. Yaşlanmayla beraber üretimi azaldığından vücuda dışarıdan alınması gerekir. Alınan takviyelerle vücuttaki oksidatif stres azaltılabilir, kalp sağlığı korunarak yaşlanmayla beraber görülebilecek olan kalp hastalıkları riski önlenebilir.
• Omega 3 yağ asitleri: Çoklu doymamış yağ asitleri arasında bulunan ama omega 3’ler beyin fonksiyonlarının korunmasına ve vücuttaki iltihaplanma gelişiminin önlenmesine yardımcı olur. Kemik sağlığı, beyin fonksiyonları ve kalp sağlığı başta olmak üzere temel fizyolojik süreçler için gereklidir. Yaşlanmayla beraber görülebilecek sağlık sorunlarının tedavisinde omega 3 destekleyici olabilir.
Yaşlanmayı Önleyen Yiyecekler Nelerdir?
Bazı yiyecekler içerisinde bulunan vitamin ve mineraller sayesinde anti-aging bir diğer deyişle yaşlanma karşıtı etki yaratabilir. Bu yiyeceklere günlük beslenmede yer verilmesi, vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri alabilmesi için oldukça önemlidir. Antioksidan etkileriyle ön plana çıkan ve yaşlanma belirtilerini yavaşlatabilen yiyecekler aşağıdaki gibi sıralanabilir:
• Yeşil yapraklı sebzeler: Ispanak, lahana, marul gibi yeşil yapraklı sebzeler E, B ve K vitaminleri açısından zengindir. Bilişsel sağlığın gelişmesinde ve yaşlanmayla beraber oluşabilecek bilişsel hastalıkların önlenmesinde etkili olabilir. Daha genç bir zihin için kıymetli besinlerdir.
• Domates: Domates, likopen olarak adlandırılan önemli bir karotenoid içeriğiyle besleyici bir besindir. Yüksek likopen içeriği sayesinde güneş ışınlarının zararlarına karşı cildi koruyabilir, cilt kırışıklıkların azalmasını destekleyebilir.
• Yaban mersini: Süper besinler grubunda yer alan yaban mersini antiinflamatuar ve antioksidan özellikleri sayesinde yaşlanma karşıtı meyveler arasında yer alır. Buna ek olarak kan şekeri seviyelerinin ideal aralıklarda kalmasını sağlayarak çeşitli metabolik hastalıkların gelişimini önleyebilir.
• Havuç: C vitamini ve karotenoid içeriği sayesinde hücre hasarının azalmasına yardımcı olur. Özellikle C vitamini cilt sıkılığını ve canlılığını korumada etkili olan kolajen üretimini destekleyerek, yaşlanmaya bağlı oluşan cilt sorunlarını azaltabilir.
• Kırmızı üzüm: Kırmızı üzüm içerisinde bulunan resveratrol yaşam fonksiyonlarını iyileştirebilir. İçerisinde yer alan polifenol antioksidanlar sayesinde vücudu serbest radikallere karşı koruyabilir.
• Avokado: İçerisinde bulunan E, B ve A vitaminleri sayesinde vücutta çeşitli fizyolojik süreçlere dahil olan bir besindir. Yapılan çalışmalar, avokado tüketiminin cilt sıkılığını ve elastikiyetini artırabileceğini gösterir.
• Kahverengi pirinç: Önemli bir lif kaynağı olması sayesinde kilo kontrolünü sağlayabilir, kan şekeri seviyelerinin ideal aralıklarda olmasını sağlayarak diyabet riskini azaltabilir ve böylece kalp sağlığını koruyabilir.
• Tam yulaf ve tam buğday gibi tahıllar: Tam yulaf ve tam buğday gibi tahıllar organik yaşam dahilinde beslenen kişilerin listesinde bulunan temel gıdalardır. Vitamin ve mineral içerikleri sayesinde antioksidan etki göstermeleri ve lif kaynağı olmaları sayesinde yaşlanmaya bağlı gelişebilecek olan belirtilerin azalmasını sağlayabilir.
• Kinoa: Kinoa yaşlanmayla beraber gelişme riski artan kalp damar hastalıklarını önlemede etkili olabilir. Yapılan çalışmalar kinoanın kan şekeri düzenlemesinde, ideal trigliserit seviyelerinin ve vücut ağırlığının korunmasında etkileri olduğunu gösterir. Aynı zamanda önemli bir bakır kaynağı olması sayesinde de yaşlanma karşıtı etki gösterebilir.
• Badem ve ceviz gibi kuruyemiş çeşitleri: İçerisinde bulunan omega 3 sayesinde kalp damar sağlığını korumada etkili olan ceviz ve badem gibi kuruyemişler, yaşlanma karşıtı beslenmede başvurulabilecek gıdalar arasındadır.
• Zerdeçal: Zerdeçalın içerisinde bulunan kurkumin antioksidan özelliğe sahip bir bileşendir. Hücresel yaşlanmayı geciktiren kurkumin yaşam kalitesini arttırabilir.
• Yeşil Çay: Yeşil çayın içerisinde bulunan epigallokateşin gallat bir polifenol bileşiği olup güçlü bir antioksidan kaynağıdır. Kanser ve kalp hastalığı gibi çeşitli hastalıkların gelişim riskini azaltabileceği gibi bu bileşik, yaşa bağlı hastalıklara karşı koruma da sağlayabilir. Buna ek olarak cildin UV ışınlarının olumsuz etkilerinden korunmasını sağlayarak ciltte gelişen yaşlanma belirtilerini azaltabilir.
• Zeytinyağı: Sağlıklı yağlar arasında bulunan zeytinyağı, vücuttaki oksidatif hasarın azalmasına yardımcı olarak kronik hastalık riskini veya yaşlanma belirtilerinin azalmasına yardımcı olabilir.
• Mercimek: Organik yaşam önemli bir başlık olurken, organik beslenmenin önemli parçalarından biri olan mercimek gibi kurubaklagiller, önemli lif ve protein kaynaklarıdır. Hücre fonksiyonları için önemli bir besindir.
• Yağlı balıklar: Somon ve uskumru başta olmak üzere yağlı balıklar önemli birer omega 3 kaynağıdır. Kalp hastalıkları ve çeşitli kronik hastalıkların önlenmesinde etkili olan bu yağ asitleri, cilt sağlığını desteklemeye yardımcı olur. Özellikle somon içerisinde bulunan astaksantin olarak bilinen karotenoidler önemli bir antioksidan kaynağıdır.
• Bitter çikolata: Kakao antioksidan kaynaklarından biri olan polifenoller açısından zengindir. Tip 2 diyabet ve kalp hastalıkları gelişimini önlemede etkili olan bu bileşen, aynı zamanda cilt sağlığını da iyileştirebilir.
Doğal Cilt Bakımı İçin En İyi Vitaminler Nelerdir?
Doğal bir cilt bakımı sağlanabilmesi için günlük olarak ihtiyaç duyulan miktarlarda, doğru vitaminlerin alınması önemlidir. Besin aracılığıyla alınabilen bu vitaminleri, bazı durumlarda sadece besinsel olarak almak mümkün olmadığından, doktorun önermesi halinde gıda takviyeleri şeklinde de alınabilir. Bu noktada başvurabileceğiniz vitaminler ise aşağıdaki gibi açıklanabilir:
• D vitamini: D vitamini cildin güneş almasıyla beraber cilt tarafından üretebilen bir vitamindir ancak bazı durumlarda üretim yeterli olmadığından takviyelere ihtiyaç duyulabilir. D vitamini etkilerinden yararlanabilmesi için günlük olarak 600 ID D vitamini alımı önerilir. D vitamini ile sedef hastalığı veya dermatit gibi iltihaplı cilt hastalıklarının azalması ve cilt bütünlüğünün korunması sağlanabilir.
• C vitamini: Kolajen üretiminde görev alan ve güçlü bir antioksidan olan C vitamini, doğal cilt bakımına dahil edilebilecek olan vitamin türlerinden biridir. Yaşlanma belirtilerini azaltan bu vitamin, taze sebze ve meyveler aracılığıyla alınabileceği gibi takviye formunda da alınabilir.
• E vitamini: E vitamini, cildin güneş hasarına karşı korunmasını sağlayan güçlü bir antioksidandır. Güneşin zararlı ultraviyole ışınlarını emerek cilt sağlığını korur. Ciltte koyu lekeleri ve kırışıklıkları önler. Günümüzde birçok kozmetik ürünün içerisinde E vitamini takviyesi olduğunu görmek mümkündür.
• K vitamini: K vitamini, kan pıhtılaşma sürecinde görev alır. Ayrıca belirli cilt rahatsızlıklarının iyileşmesinde destekleyici olabilir. Yara izleri, koyu lekeler, gözaltında oluşan halkalar gibi cildi daha yaşlı gösteren etkenlerin azaltılması için K vitamininden destek alınabilir. Gıda yoluyla vücuda alınabileceği gibi kullanılan kremler veya farklı kozmetik ürünlerle de K vitamini alınabilir.
Vitamin ve mineral takviyelerine başlamadan önce genel sağlık durumunuzun değerlendirilmesi üzerine bir sağlık kuruluşundan destek almanız önemlidir. Doktorunuzun önermesi halinde, yaşlanma belirtilerini azaltmak üzere takviyelerinden destek almanız önerilir.
